31 Mayıs 2007 Perşembe

Süpermen Dönüyor: Hayal Kırıklığı Şeysi


Beklentilerim yüksekti filme giderken. Ha döndü, ha dönecek, ha dönüyor derken uzun süredir bekliyorduk. Süpermen'i pek sevmem (benim zevkime fazla idealdir, ben Batman gibi daha melankolik, daha kusurlu kahramanları severim). Buna karşılık Bryan Singer'ı çok severim. Üstelik çizgi roman uyarlamaları bahanesiyle son derece güzel izledik. İlk iki Süpermen filmi de bunların arasında. Kısacası beklentilerim de, Süpermen'in tanınmamış biri tarafından oynanmasından doğan endişelerim de vardı. "Bu kadar endişe bünyeye zarar" deyip gittim filme.

Önce beğendiğim taraflarını yazayım. Jenerikte eskisine sadık kalınmış. John Williams'ın muhteşem müziği aynen korunmuş. Benim gibi "ihtiyarlar" için hoş bir nostalji olmuş ve az biraz "Superman 5" havası yaratılmış. Süpermen'i oynayan arkadaş başarılı. Christopher Reeve'i aratmıyor. Lois hanım kızımız da rolüne oturmuş. Lex Luthor rolünde Kevin Spacey pek kendini gösterme fırsatı bulamamış gibi sanki ama özellikle teknede Lois Lane'le olan sahnesinde klasını konuşturmuş. Lex Luthor'un yanındaki hanımı da beğendim. Kendisini bir yerlerde görmüştüm daha önce. (Acaba Blade 3 ve You've Got Mail'de oynamış olabilir mi?) Bir de sürpriz (söylemeeeem) hoşuma gitti.

Gelelim beğenmediğim taraflara: Öncelikle Clark Kent'siz Süpermen filmi mi olur yahu? Kırpıla kırpıla kuşa dönmüş. Süpermen'e dönüşmekten başka görevi yok filmde. Senaryo deseniz bence dökülüyor. Filmin kendi içine tutarsızlıklar var. Mesela kriptonit ihtiva ettiği için gittiği adada Lex Luthor'dan dayak yiyen adamımız, 5 dakika sonra, üstelik de yaralı olmasına rağmen aynı adayı sırtlayıp güneşe fırlatıyor. Görüntü efektlerinin sırıttığı yerler olsa da o kadar önemli değil. Ancak aksiyon sahnelerinin hepsinde kafamdan aynı şey geçti: Bir şeyler eksik. Bir diğer şikâyetçi olduğum nokta Süpermen'in istisnasız her yere yetişmesi. "İyi de EgoMaster arkadaş süper. Herhalde yetişecek" diyenleri kınıyorum. Hatta onları ilk Süpermen filmini izlemeye davet ediyorum. Filme, biraz da kötü senaryonun etkisiyle bir karaktersizlik hakim. Bryan Singer'a yakıştıramadım.

Kısacası önceki filmlerle tutarsız, kendi içinde tutarsız, aksiyon mu yapayım, hikâye anlatıp karakter filmi mi olayım diye karar verememiş, iki arada bir derede bir film. Peki kötü bir film mi? Hayır. 2,5 saat sıkılmadan izledim. Kötü olmasına rağmen çok sevdiğim Süpermen 3'ten daha iyi. Süpermen 4'ten ise çok çok daha iyi. Ancak Richard Donner'ın ilk Süpermen filminin yanına yaklaşamıyor.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

siten çok güzelmiş.