31 Mayıs 2007 Perşembe

Judas Priest: Painkiller


Sene olmuş 1991. Artık hafiften "rock kaşarı" olmaya, dinlediğim her şeyden etkilenmemeye başlamıştım ki Painkiller suratımın ortasına okkalı bir Osmanlı tokadı gibi oturdu. Dakika 1, gol 1. O nasıl bir davul solosudur öyle kardeşim? O nasıl etkileyici bir açılıştır? Daha kendime gelemeden Hell Patrol başladı ki, kendileri zaten albümün en sevdiğim parçasıdır. All Guns Blazing hayatımda dinlediğim en gaz şarkılardan. Leather Rebel'daki çift cross olayı daha bir gaz (bu şarkıyı da severim). Metal Meltdown'la albüm hız kesmeden devam ediyor. Nightcrawler konusunu bir çizgi romandan alan eşsiz bir parça. Between the Hammer and the Anvil'in nakaratı yeter. Geldik albümün anlam ve önemini oluşturan parçaya: A Touch of Evil. Rob Halford'un klasını konuşturduğu söz konusu ballad'ımızı dinleyip etkilenmeyecek insan var mıdır acaba? One Shot at Glory'yle bu eşsiz albüm, eşsiz bir şekilde bitiyor. Dinlemeye doyamam.

Hiç yorum yok: